Aidiyet duygusu anne karnında başlar. Bu duygu anne-bebek arasındaki bağı geliştirir. Bir bebeğin hayatta kalması için bir yere veya bir kişiye ait olma hissini tatması gerekmektedir. Kişi ait olma hissini doğduğu evde deneyimlemeye devam eder.

Erken donem çocuklukta aidiyet duygusu eksik kalırsa ergenlikte ve yetişkinlik döneminde birey kendini akranları tarafından dışlanmış ve yalnızlaştırılmış hisseder ve bu hissiyat uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Aidiyetin temelinde güven duygusu yatmaktadır. Ancak, her zaman sağlıklı ortama veya sağlıklı kişiye mi ait hissederiz?

Hayır, bazen bize zarar veren kişilere veya yerlere de aitmişiz gibi hissedebiliriz. Bunun nedeni büyüdüğümüz çevrenin de ayni yapıda olmasıyla ilgilidir. Bireyin yetiştiği alanın bu durumda etkileyici bir rolü vardır. Büyüdüğü, yetiştiği ev güvensizse, bakim verenleri ile sağlıklı bağ kurulamamışsa ya da bu bağ sağlıksız bir şekilde oluştuysa aidiyet duygusunu “güvenli” kişiye veya alana çıkartmak güçleşebilir.

Bu noktada kime ve nereye aidiyet duygusunu hissettiğimizi ilk başta keşfediyor olmamız çok önemlidir.